Timaş Edebiyat’ın Çağdaş Dünya Edebiyatı dizisinden çıkan ilk kitap Pastoral Senfoni, Nobel ödüllü yazar André Gide’in en iyi bilinen eserlerinden birisidir. Huzuru yakalayabilmek için çırpınarak yaşayan ruhlar için aşk, acıya dönüştürülmesi en kolay, en hassas ihtiyaçlardan biridir. Kahramanların hepsi, ya Gide’in kendisi ya da hayatında önemli rolleri olan yakınlarıdır.
Pastoral Senfoni, bir kitap ismi olarak okuyucuya işin en başında, birden fazla dünyanın kapılarını aralar. “Pastoral” kelimesi, hem kırsal yaşamla, hem de Fransızca’da Protestan din görevlilerine verilen “pasteur” adıyla bağlantılı olarak dinî ve manevi yönleri ağır basan bir hikâyenin anlatılacağını okuyucuya haber verir. Günlük türünde yazılmış eserde ortaya konan, bir hikâyeden ziyade, çok sesli bir senfonidir.
Günlük, bizi hem papazın, hem de karısı, oğlu ve âşık olduğu kör kızın dünyalarına götürürken, çok sesli bir senfoniye dönüşür. Gide romanın adıyla, Beethoven’ın en önemli eserlerinden biri olan Pastoral Senfoni’ye gönderme yapar. Bir papaz dünyanın ve aslında yaşamın bütün renklerini kör bir kıza, bu senfoni aracılığıyla anlatmaya çalışır.
**
"Vazgeçtikleri özgürlüğü başkalarında gördüklerinde bundan rahatsız olurlar."
Yukarıda yazıldığı gibi kitabın konusu bir papaz ve aşık olduğu kör kızın arasında geçen olaylar üzerine kurulmuş. Kitap hem otobiyografik öğeler taşıyor hem de günlük şeklinde kaleme alınmış. Bu durum da kitabı daha derin duygularla okumanızı sağlıyor. Aslında olay basit bir aşk hikayesinden çok daha fazlası, çok daha derini... Eğer okursanız ne demek istediğimi anlayacaksınız...
Az sayfa sayısına rağmen sizi etkisi altına alıp, tüm duyguları içinizde yaşatıyor. Tek sevmediğim yanı ise karakterlerin çok yüzeysel anlatılıyor oluşuydu. Biraz daha ayrıntıya girilseydi daha da güzel olacaktı bence. Bir aşk hikayesinden daha fazlasını görmek isterseniz okumanızı tavsiye ederim.
Yorumlar
Yorum Gönder