Booker Uluslararası Ödülü’nü kazanan ilk Arapça roman olan Dolunay Kadınları, Jokha Alharthi’nin uluslararası arenadaki varlığına işaret ediyor.
“Aklı da kalbi de ele geçiren bir roman… Yazarın titizlikle işlenmiş sanatı, okuru zengin bir hayal dünyasına davet ediyor – zaman ve ölümle ilgili derin soruları ve ortak tarihimizin rahatsız edici yönlerini ele alıyor. Irk, kölelik ve cinsiyet gibi toplumsal klişelere direnirken, üslubunu bir metafor olarak ustaca kullanıyor. Dolunay Kadınları, bizi kısıtlayan ve özgürleştiren güçler üzerine düşünmemiz için çağrıda bulunuyor.”
**
Umman'ın bir köyünden üç kız kardeşin hikâyesi bu: Kırık bir kalple evlenen Meyye, bir görevi yerine getirircesine evlenen Esma, her şeye rağmen sevdiği adamla evlenmeyi seçen Havle… Bu üç kadın ve ailelerinin hikâyeleri üzerinden hızla değişen Umman’ı, en zengininden en fakirine servet dağılımının alaşağı ettiği hayatları da okurla buluşturuyor Jokha Alharthi. Üç kız kardeşin aynı kader dokusundaki hikâyesi, farklı yollara doğru ilerlerken bu döngüyü kırmak için bambaşka hayatlar kurmaya çalışan çocukları, aynı göbek bağıyla bağlanmış gibi çemberi yeni baştan döndürüyor.
Başlarda biraz ağır gitse de sayfalar ilerledikçe roman sizi içine alıyor ve bırakmak istemiyorsunuz. Çünkü çok derin ve kuvvetli bir olay örgüsüne sahip bir kitap.. Özellikle Umman'daki kadınların sosyal hayattaki yerine dikkat çekiyor yazar. Her yaşanılan olay beni çok etkiledi diyebilirim.. Sadece sonu biraz beklediğim gibi değildi onun haricinde kitabı beğendim. Okumanızı tavsiye ederim.
Bundan yaklaşık 3 ay önce falandı sanırım Kadıköy'e indiğim de gördüğüm ama kararsı kaldığım bir kitaptı.
YanıtlaSilYorum için teşekkürler, ekledim listeye :)
Çok sevindim :)
Sil