Üç Kelimelik Dünya: Aşklar-Oyunlar-Duygular / Osman Palabıyık

 


Modern hayat kisvesi altında istesek de istemesek de uyum sağladığımız hız ve tüketme arzusu bir şekilde içe dönme hevesimizin önüne duvarlar örüyor. Hatırlamak için can attığımız şeylere bile vakit ayıramaz olduk. Bu demek değil ki gelişim ve değişim kötüdür. Asla! Ancak neyi, nasıl ve ne ölçüde kullandığımız mühim. Sınırlarımızı belirlemek zaman zaman zor olsa da, telaşla atan kalbimize de kulak verelim. Şimdi aşkları, oyunları ve duyguları yeniden anımsama zamanı…
Çeşitli dergilerde yayımlanan söyleşileriyle tanıdığımız Osman Palabıyık bu kez edebiyat, sinema, müzik gibi hayatın farklı alanlarından sevilen isimlerle geçmişin aynasında buluştu. O sordu, Selçuk Aydemir, Şevval Sam, Damla Sönmez, Şevket Çoruh, Aslı İnandık, Selçuk Erdem, Ezo Sunal, Niyazi Koyuncu, Zeki Kayahan Coşkun, Barış İnce, Mehmet Gürs, Dilan Bozyel, Ümit Kavak ve Melek Mosso yanıtladı. Bu nostaljik karşılaşmanın izdüşümlerinin bir araya getirildiği Üç Kelimelik Dünya, okurunu aşklar, oyunlar ve duyguların büyülü dünyasına konuk ediyor.


"Aşk birçok etkenle bir anda hissedebildiğimiz bir duygu gibi. Asıl mesele onu sevgiye dönüştürebilmek. Geçenlerde bir arkadaşım söyledi: Aslında merak etmeye devam ettikçe sevgi baki kalıyor. Karşındakiyle ilgili yargılara varmadan, her insanın değişebilir olduğunu ve hayatın bizi sürekli değiştirebildiğini bilerek...Hayattaki aşk da öyle ya zaten; hayatı sevmen, hayatla ilgili merakının hiç bitmemesi demek..."

Kitapta 15 kişinin çocukluklarına, neşelerine, umutlarına ve anılarına şahitlik ediyoruz. Her kişide de ayrı duygu temaları işlenmiş. Birinde kaygıyı ele alırken bir diğerinde korkuyu, yalnızlığı ve aşk'ı ele alıyor. Her söyleyişe çocuklukla başlıyor ve o an 80'li 90'lı yıllara dönüyoruz. Galiba beni en çok etkileyen yerlerden biri de o yıllara dönmek oldu çünkü ben de bir 90'lı yıllar çocuğu olarak tüm zamanım mahallede arkadaşlarımla akşam ezanına kadar saklambaç, yerden yüksek tarzında oyunları oynayarak geçti. O zamanları ne kadar çok özlediğimi de Osman'ın kitabıyla tekrardan anladım... Keşke şimdi ki çocuklarda o mahallede geçirdiğimiz harika zamanları yaşayabilse, o oyunları oynasalar...

Kitaba dönecek olursak çocukluklarından sonra neler yaşadılar, neler yaptılar buralara nasıl geldiler gibi konularla devam ediyor. Gerçekten kitabı okurken kapağındaki sandalyelerin birinde ben diğerinde de o ünlü kişiler vardı da böyle karşılıklı sohbet ediyor gibiydik.. Ve her söyleşinin sonunda kendime bir şeyler kattım diyebilirim. Kesinlikle ama kesinlikle okumanızı tavsiye ettiğim bir kitap, pişman olmayacağınıza emin olabilirsiniz :)


Yorumlar