Otobüsü ıssız bir yerde acımasız bir kar fırtınası yüzünden arıza yapınca Jack Reacher kendini ölümcül bir yüzleşmenin ortasında bulur. Geceyi geçirmek zorunda kaldığı ve son zamanların en şiddetli kışını yaşayan Güney Dakota’da cesur bir kadın, gizli güçler tarafından tehdit edilen küçük bir kasaba için adalet aramaktadır ve yardıma ihtiyacı vardır; çünkü hiç açık vermeyen, soğukkanlı, profesyonel bir katil etrafta gezinirken hayatta kalmak anbean zorlaşacaktır.
Reacher kendi planına sadık kalıp yoluna devam etmeyi düşünse de önünde her şeyi değiştirebileceği 61 saati vardır. Soğuk Savaş döneminden kalma eski bir binanın gizemini çözmeye çalışırken tahmin edebileceğinden çok daha güçlü düşmanlar ile karşı karşıya kalır.
**
“Reacher yediye on kala kasvetli bir dünyaya uyandı.Pencerenin diğer tarafında iri iri kar taneleri,çoktan otuz santimi bulan, yeni yağmış karın üstüne usul usul ama bıkıp usanmadan düşmeye devam ediyordu...”
Jack Reacher'ın bindiği otobüs kaza yapınca en şiddetli kışını yaşayan Güney Dakota'da geceyi geçirmek zorunda kalır. Sadece orada kalmakla kalmayıp gizli güçler tarafından tehdit edilen bu kasabada olayların tam da içinde bulur kendini.Her şeyi değiştirmek için 61 saati vardır ya da yoluna devam etmelidir ama burada kalıp her şeyi değiştirmeyi, olayları çözmeyi tercih etmiştir. Acaba 61 saatte gizemi çözüp her şeyi değiştirebilecek midir ?
Lee Child dan okuduğum ilk kitap oldu 61 Saat... ve tek kelimeyle bayıldım. Başlarda biraz ağır bir akışa sahip olsa da ilerleyen sayfalarda olayın derinlerine daldıkça kitabı elimden bırakamadım. Koridor yayınlarının polisiye/gerilim tarzı kitaplarını her zaman çok sevmişimdir zaten, 61 saatte sevdiklerim arasına girdi. Eğer bu tarz kitaplar okumayı seviyorsanız kesinlikle okumanızı öneririm.
Yorumlar
Yorum Gönder