Saraybosna Marlborosu - Milenko Yergoviç


Saraybosna'yı ve savaşı anlatan kitaplar arasında Saraybosna Marlborosu şüphesiz ki apayrı bir yer tutuyor. Aynı zamanda şair olan Yergoviç, savaş en acı şekilde devam ederken Saraybosna'da kalmayı tercih eden Bosnalı bir Hırvat. Kentteki Boşnakların, Hırvatların ve Sırpların kaderini duygu sömürüsünden uzak fakat insani bir üslupla ele alan öyküler, savaşın yarattığı travmalar ve her şeye rağmen devam eden neşeli anlar ile okurun zihnine kazınıyor. World Literature Today (1989 2014) tarafından dünyaya ilham veren 25 kitaptan biri olarak takdir edilen bu muhteşem öykü seçkisi, ünlü Türkolog Prof. Dr. Ekrem Çauşeviç'in sunuşuyla Özge Deniz tarafından Hırvatça aslından Türkçeye çevrildi.
**

“Veda dediğin yavaşça gelmeliydi, her zerremde hissetmeliydim, ta ki bu şehirde, ölmüş ve bedenleri parçalanmış insanlar, tahrip edilmiş binalar ve unutulmuş bir çocukluk dışında, bana ait hiçbir şeyin kalmadığını hissedene kadar.”

Saraybosna Marlborosu bir roman değil, içerisinde birçok hikayenin bulunduğu bir kitap. Hikayeler kısa ve biraz yüzeysel bir biçimde yazılmış. Ama Bosna Savaşı'nın derin izlerini, acılarını, yaşananları yüreğinizde hissedebiliyorsunuz. Yüzeysel bir biçimde yazılmış olmasına rağmen beni derinden etkiledi çünkü yakın zamanda Saraybosna'ya gitmiş biri olarak ve orada bu savaşla ilgili sergiyi gezip, dinleyince kitap benim için daha etkileyici ve anlamlı bir hal aldı.Yazarın kalemi ise tek kelime ile harikaydı çünkü okurken hiç sıkılmıyorsunuz ve sayfalar su gibi akıp gidiyordu.

Kitabın arka kapağında yazılanlar zaten sizi kitabı almaya teşvik edecektir ama yine de büyük bir beklentiyle almamanızı öneririm çünkü söylediğim gibi hikayeler biraz yüzeysel anlatılmıştı ve Bosna Savaşı'nın iç yüzünü bilmiyorsanız hava da kalabilir.


“Ne zaman biri beni sarsacak bir şeylerden bahsetse, içimde bir yerde tıpkı gürültüyü kesen teyp kayıtları gibi kırmızı bir ışık yanar ve ben hiçbir şey hissetmemeye başlarım.”



Yorumlar