“Hayat bu, bazen olur. Durur. Düşer. Yuvarlanır. Tepetaklak olur. Ayaklarını havada, başını yerde, kollarını düğüm bulursun. Bazı şeyler noktalanır. Böyle zamanlarda, sana söylediğim o içindeki ateşi yakacaksın. Başına oturacaksın, bağdaş kuracaksın. Ellerini ateşine tutup ısınacaksın biraz. Hikâyeni dinlemek isteyecek, içindeki tüm canlılar; kuşların, kurtların, böceklerin. Onlara taaa en baştan anlatacaksın. Böylece sen de hatırlamış olacaksın. Nereden geldin, nereye gidiyordun. En çok nelere gülüyordun. Dinleyince hatırlayıp, hemen atları hazırlayın sabah erkenden yola çıkıyoruz diyeceksin. Kovboy filmlerindeki gibi. Müziğin başlayacak. Hah, diyeceksin işte şimdi oldu. Kalbinin ritmiyle yola koyulacaksın tekrar. Anlayamayacaklar içlerindeki ateşi unutanlar. Anlam veremeyecekler hikâyelerini çabucak unutanlar. Hatta kızacaklar bile sana, gülmeyi kolayca bırakanlar. Sen ellerinde ateşinin sıcaklığı, kulaklarında kalbinin müziği, altında atın, hikâyenin devamına doğru yol alacaksın. Hayat unutturamamış olacak sana seni. Hazinenin yerini. Hazinen bugün, hazinen şimdi, hazinen sahip olduğun tek hayat.”
(Hikâyenin Peşini Bırakma, s. 13)
Modern zaman filozofu bir kadın. “Daha iyi nasıl yaşanır” diyen bir hayat sanatçısı. “Tek taşımı kendim aldım” diyen bir neo-feminist. Nil Karaibrahimgil sadece günümüzün en sevilen pop müzik sanatçılarından biri değil, tam 14 yıldır her pazartesi Hürriyet-Kelebek’teki köşesiyle hayatımıza yeni pencereler açan, kitaplarının satışı yüz binleri bulan bir yazar aynı zamanda… Nil’e Hayat Dersleri onun üçüncü kitabı. Tekrar tekrar okumak, sevdiğiniz herkesle paylaşmak isteyeceğiniz bir hayat bilgisi kaynağı.
**
“Ne mi düşündüm? Hayır demenin de müthiş bir şey olduğunu. Bazen de kapıları açan evet değil, hayırlar. Yolları çizen, bir yere götüren hep hayır. Seni sen yapan, başkalarından farkını ortaya koyan da neye hayır dediğin. Kendini "hayır" la buluyorsun. Fazlalık dallarını, solan yapraklarını, işe yaramaz dallarını kesiyorsun. Güneş olmayan yerlere uzanmayı reddeden ağaçlar gibi. Hayır diye diye göğe. Hayır diye diye güneşe. Hayır diye diye toprağın daha da derinlerine geçiriyorsun tırnaklarını, köklerini.”
Nil Karaibrahimgil bu kitabında özel hayatını,iş hayatını nasıl sürdürdüğünü, hayat görüşlerini, oğlu ile olan anılarını ve inançlarını gözler önüne seriyor. Her sayfasında kendinize bir şeyler çıkaracağınız ve her sayfasında bir şeylerin altını çizerken bulacaksınız kendinizi. Bazen yaşama dair ipuçlarına ulaşacaksınız bazen de kendinizi nasıl motive etmeniz gerektiğini öğreneceksiniz...
Oldum olası Nil Karaibrahimgil'i çok sevmişimdir. Bu kitabı da kendisinden okuduğum ikinci kitabı ve yine beni kendisine hayran bıraktı. Özellikle bazı sayfaları defalarca okudum , her sayfasında kendimce bir şeyler buldum. Okurken bir an olsun sıkılmadım çünkü her zamanki gibi yazdıklarını çok akıcı bir şekilde kaleme almış. Eğer siz de umutsuzluğa kapıldığınızı düşünüyorsanız, karamsar bir ruh halindeyseniz ya da kendiniz de ve hayatınız da bir şeyler değiştirmek istiyorsanız bu kitap tam size göre. Okumanızı tavsiye ederim ve hayatın her anında açıp bir sayfasını okuyabileceğinizi asla unutmayın :)
"Yolculuğu sev. O senin her şeyin.Daha güzel yarını bekleme.Bugüne neresinden sarılacağına bak.İnsanın kendine yapacağı en büyük iyilik, günün sonunda kendi sırtına,"Ne iyi ettin de şunu yaptın bugün" diye iki kere şefkatle vurarak uyuyabilmektir. Yolculuğu es geçmeyelim. O bizim konakladığımız yer."
Yorumlar
Yorum Gönder