Küçük ve Güzel Şehir : Lviv



Küçük ve Güzel Şehir : Lviv



Küçük ama güzel şehir Lviv, Ukrayna'nın en popüler şehirlerinden birisi ve Unesco'nun Dünya Mirası Listesinde yer almaktadır. Özellikle vizesiz ve türk lirası karşısında hala uygun bir yer olması nedeniyle Türklerin yoğun olarak bulunduğu bir şehir Lviv. Biz de bu sene ki yurtdışı seyahat rotamızı Lvivden yana kullandık ve 1 sene öncesinden Pegasustan aldığımız ucuz biletlerle 5 günlük bir yolculuğa başladık. 

Vizesiz ve çipli kimlikle girilmesinin bir dezavantajı var ; pasaport kontrolü sırasında eğer ilk gelişiniz ise sorgu odasına alınıyor olmanız. Ama annemle bana şans güldü ve pasaport kontrolü sırasında birkaç soru soruldu ve sorgu odasına alınmadan geçişimiz sağlandı. Sorgu odası deyince öyle gözünüz korkmasın belirli sorular soruluyor; neden geldiniz? dönüş biletiniz, kalacağınız yer neresi? yanınızda ne kadar para var gibi sorular...

Ülkeye giriş yaptıktan sonra Havaalanından Şehir Merkezine ulaşımın üç yolu var;
1-Toplu Taşıma
2-Uber
3-Taksi
Biz tercihimizi kolay ve ucuz olan Uber'den yana kullandık. Ortalama 80-100 Grivna arası bir para ödüyorsunuz, Tük parasıyla bakınca çok ucuz. Daha da ucuz'a gitmek isterseniz toplu taşıma kullanmanızı öneririm ama kesinlikle taksi kullanmayın çünkü inanılmaz yüksek fiyatlar söylüyorlar.

Otel tercihimiz Jam Hotel'den yana oldu. Her yere yürüme mesafesindeydi ve odaları, otelin içi, tasarımı ve kahvaltı saatini kendin belirlemen harikaydı. Kahvaltı sistemleri biraz farklı çünkü her akşam yumurtanızın nasıl olmasını istiyorsanız ve hangi saatte kahvaltıya ineceğinizi belirterek bir kağıt dolduruyorsunuz. Bunun dışında otelde çalışan herkes çok yardımsever ve güler yüzlüydü. 





İlk gün yol yorgunu olduğumuz için fazla bir şey yapamadık ve otelimizin yanında bulunan Lviv Croissants'dan çikolatalı muzlu kruvasan aldık.Gerçekten övüldüğü kadar güzeldi.



Lviv Croissants

İkinci gün Lviv'in kalbinin attığı Rynok Square' da gezimize başladık. Birçok güzel yapıya sahip bir meydan. Lviv Latin Cathedral, Jesuit Church ilk gittiğimiz yerlerdi fakat ayin yapıldığı için fazla gezemedik ve fotoğraf çekilemedik. Sonraki durağımız Italian Courtyard oldu. Girişte belli bir ücret ödeyerek girdiğiniz bu yer İtalyan bir mimar tarafından yapılmış.Girişinde küçük bir cafesi olan ve üst katlarında da fotoğraf çekildiğiniz bir avlu burası.Aslında yeri kolay olmasına rağmen haritalar sizi biraz dolandırıyor maalesef ki...



Italian Courtyard


Italian Courtyard



Lviv Latin Cathedral


Bir sonraki durağımız Dominician Church oldu. İçi de dışı da harika olan bu yapıya da giriş ücretsiz. Bu kilisenin arka tarafında bit pazarı tarzında bir pazar kuruluyor ve burada plaklar, eski kitaplar, eski paralar gibi şeyleri bulabilirsiniz. Lviv'de en çok etkilendiğim yapılardan biri olan Bernardine Church'e geldik bu sefer... İçi o kadar etkileyiciydi ki kaç dakika orada kaldık bilmiyorum, kafanızı kaldırdığınız her yerde bir şaheser vardı sanki...




Dominician Church


Bernardine Church


Bernardine Church


Bernardine Church Çevresi


Ve günün son durağı Lviv'in en önemli yapılarından biri olan Lviv Opera Binası... Buraya tek kelimeyle aşık oldum diyebilirim. Dışı kadar içi de o kadar güzel ki... İçeriye girişte bir miktar para ödüyorsunuz ve o büyülü dünya da yarım saatliğine kayboluyorsunuz. 



Lviv Opera Binası


Lviv Opera Binası


Lviv Opera Binası


İkinci gün otelimizin karşısında bulunan Lviv'in yerel kahvecisi olan ve fiyat performans açısından harikalar yaratan Aroma Kava'dan kahvelerimizi alıp biraz şehrin dışında bulunan yapılara doğru yola koyuluyoruz. İlk durağımız St.George's Cathedral oluyor. Johann Pinzel tarafından 1744 – 1760 yılları arasında inşa edilen St. George Katedrali, Yura Meydanı’nda bulunuyor. Avrupa’nın en önemli katedrallerinden olan bu görkemli yapı, Barok – Rokoko tarzı mimarisini çok iyi yansıtmaktadır. Bu güzel yapıdan ayrılıp biraz ilerisinde bulunan Olga and Elizabeth Church'e gidiyoruz, dış yapısı göz alıcı olmasına rağmen içi hakkında aynı şeyi söyleyemeyeceğim maalesef... Ama yinede gelmişken görülmeye değer bir yapı. 



 St.George's Cathedral


St.George's Cathedral



Olga and Elizabeth Church

Merkeze doğru giderken Lviv'in yeşilliklerine bir kez daha hayran oluyoruz ve Ivan Franko Parkına giriyoruz. Park'ın içerisi sanki bir cennet, al kitabını kahveni çimlere yat ve birkaç saatliğine huzura kavuş.Bundan sonra bir diğer durağımız Potocki Palace oluyor. Fransız mimar L.Dauvergne tarafından tasarlananan Saray, Polonyalı asillerden Potocki ailesinin siparişi üzerine yapılmış. Barok Tarzında inşa edilmiş, tören ve toplantılar için tasarlanan Potocki Sarayı uzun yıllar bu şekilde hizmet vermiştir. İçiriye giriş ücretli ve içerisinde kısa bir gezinti yapıyor olmanıza rağmen içerisindeki resimler, eşyalar ve duvarlar kesinlikle görülmeye değer.



Potocki Palace



Potocki Palace

Gittiğiniz şehirlere kuşbakışı bakmayı seviyorsanız Lviv Town Hall tam size göre. Belediye binasının en üstünde bir kule bulunuyor ve 408 basamak çıkarak Lviv'i kuşbakışı görüyorsunuz. Biraz yorucu olmasına rağmen çıktıktan sonra bu yorgunluğunuz gidiyor çünkü gördüğünüz manzaralar bir harika. O manzaraları gördükten sonra iyi ki çıkmışız diyorum.



Lviv Town Hall 



Lviv Town Hall 

Üçüncü gün ilk durağımız Toy Yard oldu. Burası eski oyuncakların terk edildiği ilginç bir yer. Biraz ürkütücü olmasına rağmen kesinlikle görülmeye değer. Ve şehrin yine dışında olan hem toplu taşıma hemde yürüyerek gidebileceğiniz Lychakiv Cemetery'e doğru yola koyuluyoruz. Biz yürümeyi sevdiğimiz için yürüyerek ve değişik yerler göre göre ulaştık buraya.Burası Avrupa'nın en eski mezarlıkları arasında yer alıyor. Binlerce mezardan ve heykellerden oluşuyor zaten içerisi bir mezarlıktan çok açık hava heykel müzesi gibi. Her mezarlıkta bir heykel var ve hepsi çok etkileyici. 



Toy Yard


Toy Yard


Lychakiv Cemetery


Lychakiv Cemetery


Lychakiv Cemetery

Merkeze geldiğimizde Lviv'in en güzel sokaklarından biri olan Virmenska Street'e geldik. Ermeni Sokağı olarak bilinen bu yerde Lviv Armenian Cathedral bulunuyor. 14.yüzyılda Ermeniler tarafından inşa edilmiş ve Unesco Dünya Kültür Mirası listesinde yer alıyor. İçini gezememek bizi biraz üzse de dışı bile çok güzeldi.

Son günümüzü Lviv'in alışveriş merkezlerinden biri olan Forum Lviv ve Rynok Square 'da bulunan hediyelik eşyalara bakarak ve bir şeyler alarak geçirdik.

Lviv'de Ne Yenir Ne İçilir ?

Marusia: Ukrainian Varenyky bir çeşit mantı aslında. Yiyebileceğiniz en güzel mantıyı burada yersiniz bence. Birçok çeşidi bulunuyor ve biz Black Friends ile Cheese Boom'u tercih ettik ikisi de çok güzeldi ama benim en sevdiğim Black Friends yani tavuklu olan oldu :) Fiyatları çok uygun bir yer. 





Cukor: Lviv'in en meşhur mekanlarından biri. Blueberry Pancake'i denemek için geldik ve hayatımda yediğim en güzel pancake olabilir bence. Giderseniz kesinlikle yemenizi tavsiye ederim. Bunun yanında kahvaltıları da çok övülüyor ama biz otelde kahvaltı ettiğimiz için es geçtik kahvaltılarını. Birazcık Lviv standartları üstünde fiyatlara sahip ama yine de çok pahalı değil.





Poshta: Binlerce kartpostaldan oluşan bu cafe de tercihimizi makarnadan yana kullandık ve çok sevdik. Ama kahve içmek için de gelinmesi gereken bir mekan bence. Ortalama bir fiyat listesine sahip.

Lviv Coffee Manufacture : Şehirde birden fazla şubesi var biz meydanın oradakine gittik içeriye girdiğiniz an kahve öğütme makinesini görüyorsunuz içeriye doğru ilerledikçe hediyelik eşyalar , değişik kahveler olan büyük bir alan var ve biraz daha ilerisinde cafe bulunuyor. Cafesinde oturup iki kahve ve browni söyledik. Hepsi çok güzeldi ve fiyatları da çok uygun.



Lviv Handmade Chocolate : 4-5 katlı binanın her katı ayrı bir güzel. İlk katta çikolata yapımını izleyebilir, ikinci katta çikolata cennetine düşüp değişik çikolatalar alabilirsiniz. Diğer katlarında oturup bir şeyler yiyip içebilirsiniz. Ama buraya gelmişken terasına çıkın ve orada oturup keyif yapın derim.Terasta yer bulamazsanız alt katta dışarıda oturmanızı öneririm.  Mixed Chocolate'ı da yemeden dönmeyin :) Yine fiyatları çok uygun ve her şeyin tadı çok güzel bir yer, biz 3 gün üst üste buraya geldik. 






Champagneria X&X : Adından da anlaşılacağı üzere şampanya'nın cenneti burası. Şampanyanın yanı sıra sosisli ve Gürcü pidesi yani khachapurisi de meşhur. Biz pideden yana seçim yaptık  ve bir pideyle iki kişi doyduk. Tam Türk damak tadına uyan bir tat :) Fiyatları da uygun bir yer.




Aroma Kava : Lviv'in Starbucks'ı bence burası. Adım attığınız her yerde bir şubesine rastlıyorsunuz. Biz kahvelerini, kahve bardaklarını, ortamını kısacası her şeyini çok sevdik. Hem çok uygun hem de tatları çok güzel. Her gün burda kahve içtik diyebilirim :) Kesinlikle bir kahve içmeden dönmeyin. 



Lviv Croissants : Lviv'in meşhur kruvasancısı. Tuzlu tatlı birçok çeşidi bulunmakta tek kötü yanı ingilizce menüleri yok ve bazı şubelerde ingilizce bilen yoktu. Ama muzlu çikolatalı olan tavsiyemdir.

Roshen: Lviv'in meşhur çikolatacısı. İçeride çeşit çeşit güzellikte çikolatalar var ve fiyatları çok ama çok uygun. Özellikle blueberry, orange peel ve cookie'li olanlar favorim. Bir de Esmeralda isimli yer fıstıklı kurabiyesi harika. Hem kendiniz yiyecek hem de sevdiklerinize hediye getirebileceğiniz harika bir yer.




Hediye alabileceğiniz birçok mekan var Rynok Square'de bunun harici bit pazarları, alışveriş merkezleri ve Opera Binası'nın sağ tarafına kurulan Vernissage adlı pazara bakabilirsiniz.

Ve böylece bir yurtdışı seyehatimizin daha sonuna geldik. Lviv'i çok sevdik ama tek kötü yanı ingilizce bilen azdı ve anlaşmamız biraz zor oldu bunun harici her şey çok güzeldi. Küçük ama bu güzel şehirde gezmelere, kahvelere ve çikolatalara doymayacağınıza eminim. 

Başka seyahatlerde görüşmek üzere :)


Yorumlar