Göçüp Gidenler Koleksiyoncusu - Şermin Yaşar




Hayat ne biriktirir bizim için?

Kırık dökük aşklar, yaşanmamışlıklar, olmamışlıklar, bir çocukluk anısına teğellenmiş hüzünler, aşkın sonsuz bekleyişleri, ayrılıklar, kentler, köyler, yollar, rüzgârlar, gündoğumları, biraz keder, biraz da neşeyle çatılmış evler… Hayat bizim için saklamaya hazır olduklarımızı, bize yakışanları, ihtiyacımız olanları ve bizi büyütecekleri, bizi biz edecekleri biriktirir…

Göçüp Gidenler Koleksiyoncusu gidenler için bir ağıt, kalanlar içinse bir şiir, biriktirilmiş insan öyküleri…

Şermin Yaşar, Göçüp Gidenler Koleksiyoncusu’nda o çok özlediğimiz “insan”a bütün görkemiyle geri döndürüyor bizi. Hazırlayın yüzünüzü. Gülüşünüzün yanına biraz da keder koyun, okurken biraz ondan alacaksınız, biraz bundan. Kıtlama çay içer gibi...
**

“...Dediler ki sevdiğin ölünce kalbinde kırk mum yanar, her gün biri söner. Kırkıncı gün hepsi söner, biri bekler. O tek mum ebediyen yanar, acını o tek mum tutar. Ben buna inandım. Hayalimde otuz dokuz mum söndürdüm her gece üfleyerek, içimdeki cılız nefeslerle. Göğsümdeki sızı hafifler, kalbim tekrar toplanır, ciğerime derin bir nefes girer diye kırk gün bekledim. Geçtiğimiz kırk gün, bugünü bekledim. Sabah uyandım, kendimi yokladım. Öğlen tekrar baktım. Kırkıncı ikindiyi beklerken kırkikindi yağmurları boşandı gözlerimden. Gecesini bekledim ve de gece yarısını. Hiçbir şey olmadı. Yalanınız batsın dedim. İçimde tek bir mum kalacaktı hani; peki ne, bu yürekteki bin dönümlük orman yangını?"

Kitap 19 hikayeden oluşuyor ve kitaba adını veren ilk hikaye Göçüp Gidenler Koleksiyoncusu... Benim de en sevdiğim hikayelerden biri oluyor. Hikayelerinin her biri farklı bir hayata açılıyor. Okurken bazen gülüyorsunuz bazen ağlıyorsunuz çünkü hikayeler o kadar içimizden ki...
Dili çok akıcı ve kitabı elinize alır almaz bitirmek istiyorsunuz. Her hikaye ayrı bir tat bıraktı bende ama özellikle Göçüp Gidenler Koleksiyoncusu,Çatlak ve Geçtiğimiz Kırk Gün hikayelerinin yeri bir başka oldu... Geçtiğimiz Kırk Gün hikayesi kitabın bitiş hikayesi ama öyle güzel ve kalbe dokunan bir hikaye ki... Bu hikayeyi rahmetli eşine yazmış Şermin Yaşar... 
Eğer siz de yeri gelip gülecek yeri gelip ağlayacak bir kitap arıyorsanız okumanızı tavsiye ederim. 



"Çiçeklerimi sana vereyim dedi, giderken.
Yerleştirirken saksılardan birini yere düşürdü, çiçek saksısından özür dileyen bir kadın da gördü bu gözler.
Her gün tarif ettiği gibi suluyorum.Dün gece ayağım ıslandı evde yürürken.Yaş yere basmışım. Çiçeklerden biri su akıtmış.Hangisi diye baktım. Müjgan'ın düşürdüğü saksı. Su sızdırıyor. Ona bakıp bakıp sorduğumuz sorunun cevabı akmış saksıdan... Yerde görünmez kelimelerle bir iz bırakmış:
"Müjgan ablaya çatlak diyorlar.Müjgan çatlak değil, Müjgan'ı fena kırmışlar..."

Yorumlar