Kökleri güçlü bir ağaç, dallarındaki yıldız tozuyla bir fırtınaya sadece gülüp geçer…
Çocukluğunun geçtiği malikânenin büyükbabasından miras kalması, otuz bir yaşındaki Charity Baxter için âdeta bir dönüm noktasıdır. Annesi tarafından dışlanan bir çocuk olan Charity, yuva sevgisini küçükken yazları yanlarında geçirdiği büyükanne ve büyükbabasına borçludur. Büyükannesiyle birlikte pişirdiği yemekler, büyükbabasıyla birlikte yaptığı çömlek işleri… Bu tatlı anıların hepsi büyükannesinin sancılı gidişiyle yok olmuştur. Ağlayan söğüt ağacının şefkatli gölgesi bile o anları geri getirmeye yetmiyordur.
Charity, artık acının ve özlemin hâkim olduğu bu malikâneye geri döndüğünde geçmişin ağırlığını yüklenenin sadece kendisi olmadığını görecektir. Kendi kalp ağrısını hafifletmek isteyen Dalton Reynolds da ona eşlik edecektir. Ve sonra diğer sürgünler de ağlayan söğüdün gölgesine sığınacaktır. Sırlarıyla birlikte çıkagelen büyük amcası ve hayatından kaçan genç bir kız… Charity aile olmanın ne demek olduğunu yeniden sorgulayacaktır. Çünkü aile demek kusurlarıyla onu kabul etmek demektir ve her şeyden öte kendini bağışlamak, hiç umulmadık yerde karşılaşılan küçük bir sihirdir…
Eflatun Kurdele’nin yazarı Heather Burch, bu kez Ağlayan Söğüt ile okuyucularıyla buluşuyor. Bağışlamanın yüceliğini, bizi biz yapan özelliklerimizi kabullenmeyi ve koşulsuz sevgiyi barındıran bu hikâyeyi okurken, sayfalar arasında bir peri gizlenmiş mi diye bakmaktan kendinizi alıkoyamayacaksınız…
**
"Hayat ne çok önemli anlarla dolu, diye geçirdi aklından Charity. Gri bir tabloya yayılmış rengârenk konfetilerden oluşuyordu. Her biri, kendi mucizesini beraberinde getiriyordu.Bazen bu anlar sakince geçip gidiyordu, ancak bir kısmı anlaşılması güç fakat olağanüstü bir şekilde reddedilemez değerlerini hemen fark ettiriyordu.Böylesi anlar, umudun titrek vaatleri gibiydi.”
Charity çocukluğunu büyükannesi ve büyükbabasıyla adada ki malikanede geçirir. Çocukluğunda olduğu gibi hala perilere ve hayaletlere inanmaktadır. Ağlayan Söğüt'ün de perili olduğuna inanmaktadır ve ondan nefret etmektedir çünkü büyükannesinin ölümünü ondan bilmektedir. Büyükannesinin ölümünden sonra adadan uzaklaşan Charity büyükbabasının ölüp ona miras bırakmasıyla ada'ya geri döner ve malikane de yaşamaya başlar. Ona çok yardımı dokunan Dalton adlı komşusu ile iyi anlaşmaya başlar ve Söğüt Ağacı'nın sırrını beraber çözerler. Bu sırrı çözerken onları hem üzen hem mutlu eden olayları yaşamaya başlarlar.
“Evet para tuhaf bir şeydi. İnsana müthiş bir güç verse de aslında bir şey katmıyordu. Tüm dünyayı satın almaya yetse de mutluluğu alamazdı. Her şeyin mükemmelini kazandırsa da insanı tamamlayamazdı.”
Acılar, mutluluklar, mucizeler ve sırlarla dolu bir hikayeydi Ağlayan Söğüt... Okumaya başladığınız an elinizden bırakmak istemiyorsunuz çünkü bu sıcacık hikaye sizi sarıp sarmalıyor ve o dünyaya çekiyor. Özellikle Charity ve Dalton karakterlerini çok sevdim.Tek eksik yanı bu iki karakter arasındaki ilişki üzerinde daha fazla durulabilirdi biraz sönük kalmış gibiydi. Bunun dışında harika,sıcacık bir kitap. Okumanızı tavsiye ettiğim bir Arkadya Kitabıdır :)
''Bazı anlar çok özel olurdu, sanki görünmez bir elle tasarlanıp yönetilirlerdi. Bu anlar sadece bir an olarak geçmez, insanın hayatında iz bırakan anılara dönüşürlerdi.''
Yorumlar
Yorum Gönder