Wells’in öncü niteliğindeki bilimkurgu klasiği Doktor Moreau’nun Adası yayımlandığı günden beri “sarsıcı” etkisinden hiçbir şey yitirmedi. Bilimsel yöntemlerinin doğuracağı sonuçlar konusunda hiçbir sorumluluk hissetmeyen çılgın bilim insanının hikâyesi, unutulmaz filmlere ilham vermiştir. Acı, zulüm, ahlaki sorumluluk, insanın doğaya müdahalesi gibi felsefi temalarıyla dikkat çeken yapıtında, Wells daha sonra genetik
alanındaki çalışmaların gündeme getireceği etik meseleleri öngörmüştür.
Bir deniz kazasından kurtulan Edward Prendick, mahsur kaldığı adada garip yaratıklar ve karanlık sırlarla karşılaşır. Bu ada, insanı ve yazgısını kollayacak bir Tanrı’nın bulunmadığı, bütünüyle ahlaktan yoksun bir evrenin mikrokozmosudur adeta. Doktor Moreau’nun Adası bilimin kontrolden çıktığı zaman barındırabileceği potansiyel tehlikelere karşı bir uyarı niteliği taşır.
**
"Yine de, o adanın dehşetinden tam anlamıyla kurtulabileceğimi sanmıyorum. Çoğu zaman zihnimin ta gerilerinde, sadece uzak bir bulut, bir anı ve belli belirsiz bir güvensizlik olarak kalıyor ama bazen öyle anlar geliyor ki bu küçük bulanıklık bütün göğü karartabilecek kadar büyüyebiliyor. "
Ana karakterimiz Prendick'in bir gün gemisi batar. Tahliye sandalında iki kişi bir süre beraber kalırlar ve bu iki kişi bir gün kavgaya tutuşurlar. Kavga sırasında ikisi de sandaldan düşer ve Prendick sandalda yalnız kalır. Artık öleceğini düşünürken bir gemi kurtarır onu. Gemi Doktor Moreau'nun adasına gitmektedir. Gemi de bulunan bazı varlıklar Prendick'in dikkatini çekmeye başlar. Ada'ya vardıklarında Prendick ada hakkında bilgiler edinmeye başlar ve gördükleri,duydukları onu hem korkutur hem iğrendirir. Buradan kaçıp gitmek ister ama başaramaz ve orada yaşamaya başlar... Yaşamaya başlar başlamasına fakat yalnız değildir bu ada da çünkü sürekli kanunlardan bahseden yerliler vardır. Ve zamanla bu kanunları çiğnemeye başlarlar ancak Prendick ada da yalnızdır o zamanlar da... Acaba Prendick yalnız kalmadan önce ve sonra ne gibi olaylar yaşadı
H.G. Wells 'in okuduğum ilk kitabı olarak gerçekten tek kelime ile bayıldım. Bir bilimkurgu sever olarak hikayenin işlenişi,akıcılığı,dili ve sizi merak içinde bırakması benden tam puan aldı. Prendick'in korkularını okurken ben de hissettim,kitabı okunur kılan özelliklerden biri de duydu zaten. Ayrıca bu kitabın filminin de yapıldığını öğrendim en kısa zaman da onu da izlemek için can atıyorum. Bilimkurgu severseniz okumanızı tavsiye edeceğim bir kitap kendisi :)
Yorumlar
Yorum Gönder