Hafıza Defteri'nin anlatıcısı Memory, cinayetten hüküm giyip Zimbabve'de Chikurubi Hapishanesi'ne kapatılan ve idam edilmeyi bekleyen albino bir kadındır. Onu küçük yaşta yanına alan Lloyd Hendricks'i öldürmekten suçlu bulunmuştur. Avukatı, temyiz talebinin parçası olarak ondan olayları hatırladığı şekliyle kâğıda dökmesini ister; ayrıca yazacaklarını, hikâyesiyle ilgilenen Amerikalı bir gazeteciye de ulaştıracaktır.
Memory yazmaya başlar, anılar hafızasının kuytularından çıkıp önüne serilir. Peki ama her şey onun anlattığı şekilde mi gerçekleşmiştir? Kendini inşa ettiği geçmiş, ya hakikat değil de yanılsamalardan örülmüşse?
Öyküleriyle The Guardian'ın "ilk kitap ödülü"ne layık görülen Zimbabve'li yazar Petina Gappah'dan, yoksulların mahalleleri ile zenginlerin banliyöleri ve kırsaldaki inziva yerleri arasında, geçmiş ile şimdi arasında, sevgi ile pişmanlık arasında gidip gelen etkileyici bir hikâye...
**
"İnsan ne kadar unutmak isterse istesin,geçmişi onun tarihidir."
Anlatıcımız Memory evlatlık verildiği adamı,öldürdüğü gerekçesiyle idama mahkum edilmiş albino hastası bir kadındır.Avukatı hatırladığı olayları kağıda dökmesini ister. Yazmaya başladıkça kafasındaki her şey gözünde canlanmaya başlar. Ama yazdıklarının ne kadarı doğrudur?
Başlarda biraz durağan gitse de olaylar yaşanmaya başladıkça beni içine çeken bir kitap oldu. Sonlara doğru tüm soruların cevaplarını bulmuş oldum. Yazarın dili akıcı ve insanı sıkmıyor. Okumak isterseniz önerebileceğim bir kitap :)
Yorumlar
Yorum Gönder