Fyodor Mihayloviç Dostoyevski (1821-1881): İlk romanı İnsancıklar’ın çarpıcı konusu ve farklı kurgusuyla dikkatleri çekti. İnsan ruhunun derinliklerini sergileyiş gücüyle önemli bir yazar olarak ün kazandı. Ancak daha sonra yayımlanan eserleri o dönemde fazla ilgi görmedi. Dostoyevski 1849’da I.Nikolay’ın baskıcı rejimine muhalif Petraşevski grubunun üyesi olduğu gerekçesiyle tutuklandı. Kurşuna dizilmek üzereyken cezası sürgün ve zorunlu askerliğe çevrildi. Sibirya sürgününden sonra yazdığı romanlarla tekrar eski ününe kavuştu. 1864’de Vremya dergisinde yayımladığı Yeraltından Notlar gerçek dünyadan kendini soyutlamış bir kişinin iç çatışmalarını ve hezeyanlarını konu alır. Bu roman Dostoyevski’nin daha sonra yazacağı büyük romanların ipuçlarını taşımaktadır.
**
'İnsan yapıcıdır, yeni yollar açmayı sever; bu su götürmez bir gerçektir. Fakat neden acaba bir yandan da yıkmaya, her şeyi kaos haline getirmeye bayılır?'
Diğer kitaplara oranla klasikler hakkında yorum yaparken biraz zorlanırım.Çünkü bunlar büyük yazarlar tarafından yazılmış bir bütün halinde ele alınan kitaplar. Kısa kısa özetleyemiyorsunuz bile bu bütün bozulacak diye.
Gelelim kitaba...
Kitap iki başlık etrafında toplanmış.Bunlar Yeraltı ve Sulusepkene Dair. İlk bölümde bir adamın içsel sorgulamalarına,fikirlerine,hayata bakış açısına şahit oluyoruz. İkinci bölümde ise bu adamın başından geçen olaylara, nasıl bir hayat yaşadığına ilişkin notlara şahit olmaktayız. Özellikle ilk bölümü ikinciye oranla daha çok sevdim.
"Umutsuzluk en yakıcı zevktir,özellikle de içinde bulunduğun durumun çaresizliğini açıkça kavramışsan."
Bazı kişiler klasiklerin zor okunduğu düşündüğü için bu tür kitaplara biraz daha mesafeli davranıyorlar. Ama kesinlikle bu kitap zor okunanlardan değil aksine hem çok kolay okunuyor hem de sizi içine çektiği anda kitabı elinizden bırakmak istemiyorsanız. Eğer bir klasik okuma arayışındaysanız bu kitabı kesinlikle öneririm:)
O kadar doğru dedin ki klasiklerden kaçış konusunu. Babamın eski basım klasiklerden çok fazla kitabı duruyor. Ama birçoğunu okumaya başlasam bile ilerleyemedim. Bir de o zamanın Türkçe çevirilerini düşünce daha zor oluyor. Ama bu kitabı ben de okumak istedim senin yorumunu okuyunca. Ayrıca yazını bu güzel fotoğraflarla renklendirmen harika oluyor. Yüreğine, aklına sağlık Esra kuzum! (@duygggg)
YanıtlaSilO kadar doğru dedin ki klasiklerden kaçış konusunu. Babamın eski basım klasiklerden çok fazla kitabı duruyor. Ama birçoğunu okumaya başlasam bile ilerleyemedim. Bir de o zamanın Türkçe çevirilerini düşünce daha zor oluyor. Ama bu kitabı ben de okumak istedim senin yorumunu okuyunca. Ayrıca yazını bu güzel fotoğraflarla renklendirmen harika oluyor. Yüreğine, aklına sağlık Esra kuzum!
YanıtlaSilSenin bu güzel yorumların da benim yazılarımı renklendiriyor canım çok teşekkür ederim. Evet, o zamanın çevirilerini okumak biraz zor ama Türkiye İş Bankasının çevirilerini çok beğeniyorum ben canım :)
YanıtlaSilMerhabalar Esra Hanım,
YanıtlaSilDünyanın en büyük yazarlarından kabul edilen Rus Yazar Fyodor Mihayloviç Dostoyevski’nin 1866’da yayımlanan ve güncelliğini hiç yitirmeyen ölümsüz eseri Suç ve Ceza adlı romanından hafızama kazınan 20 alıntıyı okumanız için sizinle de paylaşmak istedim: http://www.ebrubektasoglu.com/yazi/dostoyevskinin-suc-ve-ceza-romanindan-hafizama-kazinan-20-alinti/
‘’Sonra öğrendim bunun asla olmayacağını, insanların değişmeyeceğini ve onları kimsenin değiştiremeyeceğini ve bunun çabalamaya değmediğini. Evet, böyledir.’’ En çok da bu cümle hafızamda yer edinmişti. İnsanları olduğu gibi kabul etmemiz ve değiştiremeyeceğimiz şeyler için kendimizi üzmememiz gerekir.
Umuyorum keyifle okursunuz,
sağlıkla kalın.