Beyaz Zambaklar Ülkesinde - Grigoriy Petrov


Beyaz Zambaklar Ülkesinde, Mustafa Kemal Atatürk zamanında Türkçeye ilk kez çevrildi. Atatürk, kitabı okuduğunda bu destansı başarıya tek kelimeyle hayran olmuştu. Derhal kitabın ülkedeki okulların, özellikle askeri okulların müfredatına dahil edilmesini emretti. Türk askerleri ülkelerindeki “yaşamı yenilemek” için mutlaka bu kitabı okumalıydılar. O vakitler, kitap o kadar çok ilgi gördü ki, Kuran-ı Kerim’den sonra en çok okunan kitap haline geldi.

Bu kitap tüm yoksulluğa, imkansızlıklara ve elverişsiz doğa koşullarına rağmen, bir avuç aydının önderliğinde; askerlerden din adamlarına, profesörlerden öğretmenlere, doktorlardan işadamlarına kadar, her meslekten insanın omuz omuza bir dayanışma sergileyerek, Finlandiya’yı, ülkelerini geri kalmışlıktan kurtarmak için nasıl büyük bir mücadele verdiklerini, tüm insanlığa örnek olacak biçimde gözler önüne sermektedir.
**

“Her şeyden önce, anadilimize saygı göstermeli ve onu korumalıyız; dilimiz yaşadığımız sürece biz de bir halk olduğumuzu hissedecegiz. Atalarımızın dili yok olursa, halk da tükenir ve yok olur.”

Kitap arka kapağında da yazıldığı gibi bir zamanlar Bataklıklar ülkesi olan, yoksul ve eğitimsiz kişilerden oluşan Finlandiya'nın o durumlardan nasıl kurtulduğunu anlatıyor. Snelman isminde ki bir kişinin Finlandiya da bu yoksulluğu, eğitimsizliği ve yanlışları görüyor ve bunları düzeltmek için siyasetçiden din adamına, doktordan esnafa, işçiden köylüye kadar uygunsuz ve cahil olan herkesi eğitmelerini ve onlara yardımcı olmasını istiyor. Ülkenin kalkınması iyi bir yerlere gelmesi için bunları yapmalarını gerektiğini herkese aşılıyor ve bunun için ömür boyu çalışıp çabalıyor. Sonunda emeklerinin karşılığını alıyor. 
                                                   
                                                 

"Bu tür mucizevi dönüşümün her bir ülkede ve vilayette, hatta en ücra yerlerde dahi yaşanması mümkündür. Sadece sihirli ellere,ileri görüşlü,büyük yürekli insanlara,yorulmadan çalışan kültür emekçilerine ihtiyaç var."

Yıllardır adını duyduğum fakat bir türlü okumayıp geç kaldığım kitabı sonunda okudum. Kitap, yazdığım gibi Fin halkının direnişini,çabasını anlatıyor. Okudukça kitabın her bir satırının bir ders niteliğinde olduğunu görüyorsunuz. Mustafa Kemal Atatürk'ün kitaba bu kadar çok önem vermesinin nedenini ise okudukça daha iyi anlıyorsunuz. Kitabın bir güzel yanı da yazar kitabı herkesin anlayacağı bir seviyede kaleme almış. Tek kelime ile kitaba bayıldım eğer benim gibi geç kalmışsanız okumaya hemen gidip kitabı alın ve okuyun derim.

Yorumlar