Korku-gerilim edebiyatının klasiklerinden. Karlar atlında bir trende herkesden uzakta yaşanan entrika dolu bir yolculuk.
**
"Eğer size, yalan söylemiş olan birinin yüzüne gerçeği çarparsanız çoğunlukla işin doğrusunu açıklar. Çoğu zaman şaşırdığı için tabii."
Başkahramanımız Poirot ülkesine dönerken İstanbul da kalmayı ister ve otele giriş yapar. Otele gelir gelmez aldığı telgraf ile Londra'ya gitme kararı alır ve Doğu Ekspresi treninde yer ayırtmak ister fakat kalabalık yüzünden bu hiç de kolay olmaz ve zor da olsa bir yer ayırtır. Seyehat sırasında Samuel Ratchett,Poirot'a hayatının tehlikede olduğunu ve ona yardım etmesini söyler ancak Poirot kabul etmez. Ve o gecenin sabahında Ratchett yatağında ölü bulunur ve tren de hareket etmez çünkü kara saplanmıştır. Yardımı kabul etmeyen Poirot kendini bu olayı çözmek için cinayetin ortasında bulur. Peki ya katil kimdi ?
"Evet. Gülünç... imkansız... olmayacak bir şey! Ben de öyle söyledim. Ama dostum, olay karşımızda. İnsanın gerçeklerden kaçması da imkansız."
2 sene önce sahaflardan aldığım kitabı anca okuma fırsatı bulabildim ve ilk okuduğum Agatha kitabı oldu. Zekasına ve üslubuna hayran oldum diyebilirim. Konu çok güzel kurgulanmıştı ve merak için de okumanızı sağlıyordu.Katilin kim olduğunu ve sonunu kesinlikle tahmin edemedim. Zaten bunu tahmin edememek ya da ikilemde kalmak kitabı merak içinde okumanızı sağlıyor. Eğer siz de benim gibi Agatha ile yeni tanışacaksanız bu kitabı ile başlamanızı tavsiye ederim :)
agatha christie'nin bir kitabına başlayıp bitirememiştim sonrasında diğer eserlerine de elim gitmedi, bu ara tekrar ilgim arttı kendisine yazı üstüne denk geldi :) teşekkürler ayrıca resimler de çok güzel :)
YanıtlaSiltakipteyz sevgiler :)
Güzel yorumlarınız için teşekkür ederim :)
YanıtlaSil